2 Temmuz’da karanlığa bir ışık yak..  

 

Sözde dün binci sınıf vatandaş, cumhuriyetin sigortası idik,,, bugün  alt grup etti.. Sigorta sağlam, lamban patlak.. Ortalık karanlık, bir mumda sen yak,, lambayı değiştirmeye bak...

 

 

Alevi tarihi hakim güçlerin katliamlarıyla doludur.  2 Temmuz 1993 ‘Sivasbela’, sözde laik  ‘dini devletin’ ülkenin ALEVİ, ışıklarını söndürüp, şeriatın kara dumanlarına boğduğu bir gündür..

2 Temmuz 1993 katliamı aynı zamanda tarihe,, ALEVİ’lerin karanlık güçlere karşı, bilim, sevgi, aydınlık çerağını (ışığını) yeniden uyandırdığı gün olarak geçmiştir..

 

SADECE, VE SADECE ağıtlar umuda dönsün,, insanlar ezmeden ezilmeden, ‘dünyada cennet’, MUTLU yaşamasın diye,, 1400 yıldır Kerbalayı unutmayan Aleviler; herkes bilinsin ki,  Sivasbela’yıda unutmayacaktır.. Her yıl 2 Temmuz’da bu çerağı yeniden uyaracaktır... 

 

Acı gerçek... Sözde laik TC devleti ki:

‘’Son ebedi, değişmez din-peygamber-kitap benim...  Uyana ‘öbür dünyada’,  bol şarap, huri, gılman vaat eden... Uymayanı bu dünyada cehennem ateşine atan,, bir zihni/diyaneti,, isteyen istemeyen, her vatandaşın nüfusuna yazmıştır..

 

Ve yazdığı bu zihniyeti: Halkın aş, iş, eğitim, sağlık, hak adalet, eşitlik, özgürlük, birlikte insanca mutlu  yaşamak için verdiği (zekat) vergisiyle; Okullarda zorunlu şeriat dersi,,, kuran kursu, imam hatibi,,, her köşede minaresi, hocası,,, medyası, türbanı ve her türlü antirika, politikası ile, şeriatı besleyip büyütmüştür..  

 

Bu ‘ Laik mi laik, Devletül Diyanetin’  besleyip büyüttüğü şeriat (K’ları)  2 Temmuz 1993’te, ’’Yaşasın şeriat, kahrolsun Laiklik’’, ‘’’Cumhuriyeti burada kurduk burada yıkacağız’’’ diye haykırıp,  dönüp O ‘sözde laik devletin’ gözünü oyduğunda bile,, bu ‘Devletül diyanet’  ’’..Şükür dışarıdakilere (bana) bir şey olmadı’’ diye, kendini koruyup, CAN yakan katillere arka çıkmıştır. Çünkü katilin ana/babası kendisidir...

 

Sözde laik devletin,, xxx bilmem nesi ki (O kendini bilir): Siirt’te Laikliğin LAMBA’sını (ampulünü) söküp,,,, ‘’Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler kışlamız, müminler askerimiz’’, türban sancağımız, Kuran anayasamız... Cumhurun imam-hatipli olacağı günler yakındır vs.. diyen,, Cumhuriyetin başına kara çarşaf geçirip, ülkeyi şeriat karanlığına götüren zihniyete kendi elleriyle teslim etmiştir..

 

Bugün kalkmış, (müze olasıca), ‘’Madımak HOŞGÖRÜ müzesi olsun’’  diye Aleviler’den oy istiyor.. Bir yüzüne vurdum öbürünü çevir, incisen de incitme diyor.. ‘’Anan güzel mi ??’’’  Geçti, bolunun pazarı, sür eşeğini Niğde’ye demezler mi?... Artık Aleviler, yıllardır  her şeyi, HOŞ göre göre ‘SERi-HOŞ’ oldu..  .

 

Bu SER ki;  ‘Daha ‘O’nun ismi cismi yok iken’’ ol varın alevi idi. Vahdeti mevcut Beştaş’tan çarkı semah devreyleydi, 40’lar Cem’inde, En-El-Hak Mansur darında bire geldi, UYARDI çerağı insanı kamilin Alevi olup yana geldi.. Halını hal, Yolunu YOL, Her Çiçekten Bal Eyledi...  Fakat kimi arıya, kimi Araba, kimi Aliye, kimi sürüye saydı, bizi..  Şu ‘bizim’ diyanetli devlet-baba/anayasa ve siyasi iktidarlar, tuttu ‘Türk-İslam’a, (‘alt guruba’) saydı da,,, bir türlü ASLI HAK İNSAN’a saymadı bizi..  

 

İnsanız kardaşız, ‘Uzun ince bir yolda’ Yoldaşız dedik.. Kızılbaş, Kürt, Komünist’ müsün diye davacı oldu... Dava insanlık davası dedik, darağacına çekti.. İnsan hakkı dedik.. Nah dedi... 85 yıldır vergimizi yedi.. Dergahımızı müze etti.. Dersim’de ’GÖKÇEN’ başımıza bombası attı.. Gidip bizi ‘Yanke’ ye sattı, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi... Yana yana tükendik, yeter dedik.. Yokkk yetmedi,,,  CEMimize ‘’cümbüş’’ dedi.. Madımak’ta diri diri yaktı,, külümüzün üstünde kebap yedi. Kapımıza cami dikip, günde beş vakit, bizi bırak, ‘’Allah Estağfurullah’’ O’nun kafasını,, şişirtti.. (Kim bilir ‘O’ ne kadar kızmıştır). Yetmedi, köyümüze Şanlı Osman, mahallemize Yavuz Selim dedi.. Sözde dün binci sınıf vatandaş, cumhuriyetin sigortası idik,,, bugün  alt grup etti.. Sigorta sağlam, lamban patlak.. Ortalık karanlık, bir mumda sen yak,, lambayı değiştirmeye bak...

 

DABF / 26.06.2007

Başkan / Feramuz Acar 

 

YOBAZI YOK ET

 

Kerbela, Çaldıran, Maraş ve Çorum

Sivas'ın üstüne yapamam yorum

İstanbul-Gazi de aynıydı durum

Ben yezit tanımam yobazı yok et

 

Beyinleri kara örümcek ağı

Abbasi, Emevi, Osmanlı bağı

Kana buladılar bu güzel çağı

Ben yezit tanımam yobazı yok et

 

Enel hak deyince Mansur vuruldu

Bedreddin'e darağacı kuruldu

Pirim Pir Sultan zincire sarıldı

Ben yezit tanımam yobazı yok et

 

Nesimi'yi diri, diri yüzdüler

İkilik yaratıp düzen bozdular

Salyaları aka, aka azdılar

Ben yezit tanımam yobazı yok et

 

2 Temmuzlara gelindi ordan

Yavuz Selimlerden, Çaldıranlardan

Aydınlar korkar mı ateşten kordan

Ben yezit tanımam yobazı yok et

 

Kul Sefili sözü fazla uzatma

Elinden geldikçe içine katma

Yere düştü ise elinden tutma

Ben yezit tanımam yobazı yok et.

 

KUL SEFİLİ  / Sarıgazi

 

 

UNUTMAM SİVAS

 

Seneler değil de asırlar geçse

Unutamam Sivas, unutmam seni

Yobazın tırpanı boynumu biçse

Unutamam Sivas, unutmam seni

 

İki Temmuz bin dokuz yüz doksan üç

Sende semah dönmek oldu bize suç

Beni yaksan, assan, eylesen de linç

Unutamam Sivas, unutmam seni

 

Uzaktan seyretti yine hainler

Gözlerinde vardı o eski kinler

Bu gün on bin geldik yarin yüz binler

Unutamam Sivas, unutmam seni

 

İnine girecek korkak yobazlar

Türküden, semahtan hiç anlamazlar

Şiirler okunup çalacak sazlar

Unutamam Sivas, unutmam seni

 

Yobazı ateşe ben atmadım ki

İnsan olanlara kin tutmadım ki

Dedem Pir Sultanı unutmadım ki

Unutamam Sivas, unutmam seni

 

Kul Sefili, Sivas, Çorum, Maraşı

Üstüme gelseler sopalı, taşlı

İki temmuz günü gözlerim yaşlı

Unutamam Sivas, unutmam seni.

 

1 temmuz  2006 /    SARIGAZİ