3-K ve Alevilik İslam içi dışı yaygarası. Feramuz Acar  - 3.4.2009

 

Aleviler inanç ve kültürlerinin Türkiye ve Avrupa’da resmen kabul edilip yasal bir statüye kavuşması için 20 yıldır örgütlü mücadele vermektedir.. Bu alanda Almanya, Danimarka, Hollanda gibi birçok Avrupa ülkesinde kısmen bazı haklar elde edilmiştir..

 

Fakat Aleviliğin anayurdu Anadolu’da, halen somut bir kazanım elde edilememiştir. 

Bunun nedeni: Türkiye’de gerçek anlamda, insan hakları, inanç özgürlüğü, hukukun önünde eşitlik, demokrasi ve laikliğin olmayışıdır. Bunun sebebi ise,  her ne kadar birbiri ile kavga ediyor gibi görünse de.. Türkiye’de büyük sermaye çevreleri, dipçikli devlet ve Sünni İslam-i anlayış birbiri ile bütünleşmiştir. Ve kendi tarif ve kabul ettiği inançlar dışında hiç bir inancı,, siyasi kültürel anlayışı veya ekonomik çözümü, kabul etmeyişidir.

 

İnançsal açıdan bakacak olursak, bunun altında kendini ‘en son kitap’ ‘en son, en doğru din’ olarak gören İslam’ın, kendini herkese dayatma çabasıdır.. Bu olgu yüzyıllardır Anadolu’da Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet tarihi boyunca ve bugün de olduğu gibi devam etmektedir..  

 

Bütün inançlar gibi, İslam dini de ilk başta,, var olan sömürücü inanç ve ekonomik, siyasi yapıya karşı bir muhalefet hareketi olarak doğmuştur. Fakat iktidar olunca, iktidarını uzun süre koruyabilmek için,, eski hakim güçlerle bütünleşip, aynı eski baskı, sömürü yöntemlerini devam ettirmiştir.. Buna klasik dilde 3-K’nın kaynaşması denir.  ‘’Kilise, Kıral, Kapital’’... Yani din, sermeye, siyasi-askeri güçlerin, iktidarlarını, sömürü sistemlerini sürdürmek için bütünleşip, birbirini koruyup kollaması, kendilerine alternatif olacak her gücü, her ne pahasına olursa olsun, baskı altında tutma çabası..

 

Bu doğal olarak, etkiye karşı tepkiyi doğurmuş, eski, yeni ezilen, kitleler, inançlar, kültürler sentezleşmiş, hakim güçlere karşı halk hareketi ve kendine özgü inançlarını yaratmıştır.. Alevilikte bir anlamda bu inanç ve halk hareketlerinden biridir. Bu yeni bir olgu değildir,  Alevi inancına, tarihine ve Alevilere yönelik katliamlara bakıldığında bu açıkça görülür..

 

İnançlar bir anlamda toplumda süren sınıf savaşının ‘aynaya’ yansımasıdır.. İnsanlar topluma gücü oranında katılıp,, ihtiyacı olanı mı alacak.. Yoksa  egoistçe (hayvanca) gücü gücü yeteni kırıp,, bin bir türlü kandırma, aldatma, hile ile, hep bana, hep bana diye, güçlü güçsüzün hakkını mı yiyecek?? Dava ekmek davası, dava insanca yaşama davasıdır.. Aklı başında olan herkes son noktada, bu  ezen, ezilen arasında bir seçim yapmak zorunda..

 

Türkiye laik değildir, Atatürk dönemi dahil hiç bir zamanda laik olmamıştır. Zorunlu vergi ile beslenen zorunlu diyanet kurumu ve zorunlu din dersleri,,, vatandaşların kimliklerine yazılan zorunlu İslam, bunun en açık örneğidir. Türkiye’de iktidar olan hiç bir siyasi parti, ‘’devletlü’’ diyaneti kaldırmayı,,, devletten tamamen ayırmayı hiç önermemiştir.. 12 Eylül askeri darbesi, okullarda zorunlu-din İslam-dersini anayasaya koymuştur. Sermaye güçleri maddi manevi hem İslam-i, hem de çıkarlarını koruyan, siyasi ve askeri güçleri, al gülüm ver gülüm sonuna kadar desteklemiştir ve desteklemektedir. 

 

Türkiye’de zerre kadar inanç özgürlüğü olsa idi, kendine özgü tanrı anlayışı, etik kuralları ve ibadeti olan Alevi-Bektaşi-Kızılbaş inancının hiç tartışmasız resmen tanınmış olması gerekirdi..

 

Türkiye’deki bu 3’Kalı sistemin kılıcı hiç bir zaman Kızılbaşların, Kürtlerin, Komünistlerin başından eksik olmamıştır..  Bu hakim güçler hep iki yüzlü, aldatmacı davranmıştır..

Bir yandan Alevileri İslam-i olarak görmemiş, dinsiz, kafir, mezhepsiz diye yüzyıllardır asmış, yüzmüş, kesmiş, yakmış...  Aleviler biz mezhep bilmeyiz YOLumuz vardır deyince de..

Yok sizin dininiz mezhebiniz İslam, İslamsız Alevilik olamaz.. Bunlar Aleviliği İslam dışı gösterip yeni bir din yaratıyorlar, bunlar dinsiz ateist,, vatanı milleti dinimizi bölüyorlar, bunlar dış odaklı bölücü terörist vs. diyerek..  Yine Alevilere saldırmaktalar..  Tek amaçları evirip çevrip Alevileri asimle etmek..

 

‘’Alevilik İslam İçinde, Dışında’’ yaygarasını gündemde tutarak, özelikle, Aleviliği Danimarka’da kendine özgü bir inanç toplumu olarak resmen kabul ettiren (DABF) Danimarka Alevi Birlikleri Federasyonumuza, AABK ve Türkiye’de kardeş kurumumuz ABF’na çatıyorlar..  Özelikle bugün Türkiye’de 3-K’lı ı-layık sistemin başını çeken AKP iktidarı, ve budan medet uman bazı ‘’sözde Alevi’ çevrelerde  bunlar Aleviliği İslam dışı gösteren ateistler vs.. yaygarasını, hiç dillerinden düşürmüyorlar.. Bu yaygaraya kapılan bazı Alevi dedeleri de, feleğini şaşırmış,, bir yandan ‘’her ne ararsan kendinde ara’’, Bizim Kabemiz İnsan diyor, diğer yandan sağlığında yönünü Kabeye dönmemiş Kızılbaşı,, hakka yürüdüğünde kara çarşafa sarıp, yönünü Kabeye kara taşa döndürmeye kalkıyor.. Kısacası hakim güçler bu ‘islam içi dışı yaygarası’ ile Alevilerin birlik olup hak istemesini engellemeye, bizleri asimle etmeye çalışıyor.. İster istemez bazı Alevilerde bu boş yaygaralardan etkileniyor..

 

Ne diyor bu yaygaracılar...  ‘’DABF Aleviliği kendine özgü sentezi bir inanç olarak tanımlayarak, Aleviliği İslam dışı olarak göstermekte.’’

 

Her şey gibi, bütün inançlarda birbirinden etkilenir.  Aleviliğin İslam’dan aldığı yanlar vardır, almadığı yanlar vardır, İslam’ın içinde olduğu yanlar vardır, olmadığı yanlar vardır... Bir inancı kendine özgü yapan, o inancın tanrı anlayışı ve ibadetleridir.. Aleviliğin kendine özgü bir tanrı anlayışı ve kendine özgü ibadet geleneği vardır..

 

DABF, resmi inanç başvurusu ve tüzüğünde bu konuda ne yazıyor.?.

‘’’Alevilik,, BİLİNEN Sünni ve Şii İslam şeriatına uymaz,, bunların dışında KENDİNE ÖZGÜ bir İslam, Kuran yorumu vardır.’’.

 

‘’Aleviliğin tanrı inanç ve ikrarı, Varlığın birliği, içinde insanın tanrısallığı (En-el-Hak) inancı ve  HAK-Muhammed-Ali, Hünkar Bektaşi Veli, kamili  insanlık yoluna  talip, elime dilime belime sahibim, olsun CEMi-canlar şahit-allah, şah eyvallah, ikrarına dayalıdır.’’

 

DABF İnanç başvurusunda veya yazılarında ‘’Alevilik İslam dışıdır’’ terimi geçmiyor.. Alevilik bilinen Sünni veya Şii İslam şeriatının,,, Allahu-ekber naraları ile (Madımak’ta) insan yakan,,, kadını kara çuvala sokan,,, İslam anlayışının dışındadır terimi geçiyor.. Alevilerin İslam yorumu İNSAN, İnsan yakan ‘şeytan ve onun ayeti’ değil..

 

Alevi-Bektaşi-Kızılbaş Yolunda; bilinen Sünni veya Şii İslam şeriatının içine girmek isteyen birileri varsa,, yanlış yola girmişler.. İlk çıkıştan sağa ayrılıp hemen yönlerini Mekke’ye dönsünler, oradan yallah Kabe’deki kara taşa kadar yolları açık,, güle, güle..

Aynı şekilde, Alevi Yolunda, 72 millete bir nazarla bakmayan, milliyetçilik yapanlar.. Dilleri bir türlü Ne Mutlu İnsanım diyemeyen,, Türk’ten başka hiç kimse, Danimarkalı, Alman, Afrikalı, Kızılderili, Kürt vs. Alevi olamaz diyenler varsa,,, onlarda yanlış yola girmiş, ilk çıkıştan ayrılsın, Ergenekona kadar yoları açık.., güle, güle..

 

Feramuz Acar / Danimarka..