Danimarka  Alevi Birlikleri Federasyonu

 

Glentevej 1, 8900 Randers DK  Tlf.  045+40968878 www.alevi.dk - dabf@alevi.dk

 

12.12.2007

 

Söyleyene değil, söyletene bak..  

 

Yıl sonuna doğru AKP’nin Alevi açılımı..

 

Edep erkanımız sevgimiz saygımız var, 2007’nin şu son günlerinde, açtırmayın kutuyu, söylemeyim kötüyü diyoruz, zorla söyletiliyorlar. Artık kusura bakman, söyleyene değil, söyletene bakın, çıkaracağım baklayı ağzımdan.... 

Daha dün  Alevilerin adını anmaktan çekinen , diyanetli devlet ve  ‘’Cemevleri cümbüş’’ yeri, diyip cemevine dozer dayayan, Müslüman’sanız camiye gelin, diyen AKP zihniyeti, sözde ‘’Alevi açılımı’’ ile, Cemevilerini tanıyıp su vermekten, dedelere maaş bağlamaktan vs. söz etmeye başladı..  Söyleyene değil, söyletene bak..   Türkiye ve Avrupa Alevi kurumlarımız, 15 yıldır verdikleri kararlı mücadele ile haklı istemlerimizi Türkiye, Avrupa Birliği ve AIHM gündemine taşıdı.. Sonuçta diyanetli devlet ve AKP ‘Cümbüşünü’ geri yutup,, istemeyerek, sözde de olsa Alevilerin varlığını kabullenmek zorunda kaldı.. 

 

Her ne kadar sistem ve AKP yeni cümbüşlerle Alevileri aldatmaya çalışsa da.. Artık Alevilik konusu,, Alevi Federasyonlarımızın (toplumuzun) istediği şekilde bir çözüme kavuşana kadar Türkiye’nin gündeminde kalacaktır..  Bugünlere,  Alevi Federasyonlarımız kurumlarımız,, geldikleri yolda, durdukları darda dik durarak, inancından bilincinden direncinden taleplerinden ödün vermeyerek geldi.. Bu YOLDA, Aleviler olarak, şimdi daha  iri, diri, BİR olup kurumlarımıza sahip çıkmalıyız.. Bizleri bölüp parçalayıp kurbanlık koyun gibi gütmelerine izin vermemeliyiz.. Bugün Alevilerin haklı, istemlerine destek olmayan sağ güçler de sol güçler, yarın yanlarında bizleri bulamayacaktır..

 

Bugüne kadar başta Alevilerin oyları ile beslenen CHP ve tüm diğer iktidar olan partilerin hiç birisi, göstermelik aldatmacada olsa AKP kadar Alevilerin istemlerine açık cevap vermedi, somut bir girişimde bulunmadı... Söylettiren her ne kadar biz olsak ta, yinede yiğidin hakkını yemeyelim.. Fakat ’’ölesiye’’ AKP yi de eleştirmek zorundayız.. Çünkü bugüne kadar  Alevilik konusunda AKP ve AKP’liler kadar Alevileri rencide eden samimiyetsiz, piyon olarak kullanmak isteyen  bir  parti ve iktidar da görmedik..Açıkçası güvenmiyoruz.. Biz çok süt içtik dilimiz yandı,, yoğurt ta olsa önce bir üfleriz..  Umarız taleplerimizi olduğu gibi kabul edip bizi utandırırlar.. Ulularımızın HAK dedi, ŞAH dedi piyon olmadı serini verdi, yolundan dönmedi, bizde haklı taleplerimizden geri dönmeyeceğiz.. Yeni yıllarda bakıp, dönenleri hep birlikte göreceğiz...

 

AKP Çamuroğlu ile ortaya attığı Alevilerin haklı istemlerini cevap veren bir açılım değil, kapanımdır. Alevilerin ve AB’nin kamuoyunun gözünü çamurla sıvayıp kapatmaktır.. Yüzyıllardır bir türlü Sünnileştiremedikleri Alevileri, bu sefer parayla satın alıp, kendi kendilerine ‘hınzır paşalar’’ ile asimle etmeye çalışmaktır... Biz bu filmi önceden görmüştük...  AKP işi oldu bittiye getirip,, Alevilere, Alevi toplumu ve kurumları dışında, kendi kafasına göre Sünni -Şii İslam’a  ve devlete dayalı bir Alevilik pazarlamak istiyor.. Bu ‘’çamurun’  altında, nihaiyi amaçları olan ‘’İslam Cumhuriyeti’’ emellerini gizlemeye çalışıyor..  Zorunlu din dersli, diyanetli,  dipçikli devlet babayı baştan aşağı kuşattılar, geriye evlendirip anayasanın başına türban bağlamak kaldı... Hani derler ya şu gençlerin başını bağlayalım..  Sevaptır sevaptır diye, Çamuroğlunu memur seçmişler, nikahı kıyması için Alevi dedelerini çağırıyorlar ki, yuva sağlam olsun.. Başını bir türlü eğip, bağlayamayıp kestikleri İmam Hüseyin’in yasını da nikah günü olarak seçmişler... Şu yeni yıl 10 muharrem  gelsin de görelim, hangi düşkün -kıyacak bu nikahı...

 

Bir mecliste, Beştaş  erenlerini gören hoca efendi,, hemen sözü değiştirmiş.. - Eyy cemaatı Müslimlin bizim başımız Kurana, hadiselere bağlıdır,, demiş... Baba erenler atılmış.. - Yok efendi,, Sizi bilmem ama,, bizim başımız gövdemize bağlı, demiş..  AKP´nin’  ne ılımlı İslam, ne Türk İslam, nede Alevi İslam, nede onun sancağı haline getirdiği türbanı, nede yaratmaya çalıştığı ‘’devlet Aleviliğine’’ biz baş bağlamayız.. Alevilerin başı HAK, hakikate, kendi gövdelerine, insana, bilime sevgiye kendi YOLuna ve kurumlarına bağlıdır,, başka yere değil..  Özel hayatında kim, başını nereye bağlarsa balasın, sonunda kadar saygımız var..  Fakat Alevilerinde vergisinden ödenek / maaş alan kurum ve kişilerin,  kamu alanında belirli bir inancın reklamını yapıp, inançlarını topluma dayatmasını kabul edemeyiz..  Diyanet ve zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır, hiç bir kamu alanı ve kurumu belirli bir inanç için kullanılmamalıdır.. ‘’Hakkın emeli’’ onun adını günde bin defa anmak değildir.. Dünyaya gelen cana mutlu bir yaşam sunmaktır.  İnançlar faaliyetlerini kendi finansa etmelidir.. Biz laiklik istiyoruz, din ve inançların, devlet ve kamu alanından tamamen çıkarılıp, insanların özel yaşamlarına özgü bırakılmasını istiyoruz..  Dün Camiler Kışlamız, Kuran Anayasamız, Türban Sancağımız  vs.  sözlerinden kodesi boylayan, Cemevi cümbüş evi diyen,  Taliban  Tayyip, bin türlü ‘Amerika’’ birazda Baykal’ın (CHP’nin)  yadımı ile iktidar oldu... 2 günde ‘’cümbüşevi ‘’ cemevi mi oldu ??   Hayır.. Biz ‘’Çok Aliler gördük Osman çıktılar’’ Çok.. yol-oğlu gördük Çamuroğlu çıktılar.. AKP iktidarı Sünni, Şii İslam şeriatını Çamuroğlu ile kamufle edip  Alevilere, tüm topluma yutturmaya çalışıyor.. Yemezler..  

 

Birde bakın, 14.12.07 tarihli basın açıklamasında, 7 tane  Alevi-Bektaşi klasikleri yayınladıklarını belirten diyanet işleri başkanı Bardakoğlu, ne diyor : ” Alevilik bizim öz zenginliğimizdir, her ne amaçla ve hesapla, her kim tarafından olursa olsun onu İslam dışı göstermek kesinlikle doğru değildir. Hz. Ali'yi Hz. Peygamber'in, Kerbela'yı Kabe'nin alternatifi olarak göstermek nasıl ki mümkün değilse cemevini de caminin alternatifi olarak göstermek mümkün değildir.''  Bardakoğlu, Cem'in, namazın alternatifi olmadığını, namazın tüm Müslümanlar'ın ortak ibadeti olduğunu, bunun da özellikle Hac mevsiminde kutsal topraklarda çok daha net bir biçimde gözlemlendiğini dile getirdi. Cemevlerinin ve orada icra edilen adap, erkan ve niyazın yaşatılması ve dini geleneğin önemli bir zenginliği olarak korunması gerektiğine işaret eden Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı dışında bir Alevi Diyaneti kurulması yönündeki görüşlerin cumhuriyetin kazanımlarına ve yerleşik kabullere uygun olmadığını kaydederek, bunun birlik ve dirliği zedeleyebileceğini kaydetti.

Bardakoğlu, ''Ayrıca bizdeki laiklik tecrübesi henüz Batı'daki kıvamına ulaşmaması nedeniyle böyle bir gruplaşma büyük bir risk taşır. Bununla birlikte İslam içi pek çok grup, inanç, mezhep ve meşrep anlayışının pek çok talebi ortaya çıkabilir. Bu da birlik ve bütünlüğümüz için bir risk'' dedi.

Diyanet'in mezheplerüstü bir duruşu olmasına karşın yine de kimi eksikliklerinin olabileceğini ve bunların giderilmesi gerektiğini ifade eden Bardakoğlu, Diyanet'in daha kuşatıcı bir duruma getirilmesinin tartışılabileceğini söyledi. Bardakoğlu, ayrıca bir yerin ibadethane olup olmadığı konusunda kararın siyasetin değil dinin işi olduğunu da vurguladı ””

 

Deveye sormuşlar boynun eğri,, demiş ki nerem doğru.. Bardakoğlu’nun, diyanetin yukarıdaki sözlerinin hangisini düzeltelim,,, en doğrusu diyaneti men etmek.  AKP milletvekili Özbayrağın ‘’Alevilere hak verirsek satanistlerde ister’’’ dediği gibi, Diyanet işleri başkanı Bardakolgu’da yarın başka meşreplerde hak ister diyor. Oda Alevilerin istemlerini şeytanın ayet okuduğu gibi tersinden okuyor.. Senden ne Alevi diyaneti isteyen var, ne camine alternatif olan, nede 1400 yıldır günde 5 kez çağırdın camine gidip namaz kılan Alevi var... Haksızlık saygısızlık etme, bende etmeyim..  Devletli diyanetin başı Bardakoğlu kutsal topraklardan, haçtan bahis ediyor... Bizim için her toprak kutsaldır... Hacımız Beştaştır, serimizi vermişiz bu yola kurban.. Arafat ta kurbanımız yok..  Kızılbaşların kestiği yenilmez haramdır diye, daha geçen yıl Alevi kasaplar görevden alındı..  83 yıldır bırak Alevileri,,  O hor gördüğünüz setanist, ateistlerinde verdiği vergilerinden yapılan camilerde, o vergiden rızkını alan Bardakoğlu, diyanet imamları ve onların arkasında saf tutanlar, o namaza durduğunuzda, haramı helalı hiç düşünmüyor musunuz yoksa ?  ‘’Yukarıdaki’’, 83 yıldır kıldırdığınız namazları kabul eder mi bilmem, biz onun işine karışmayız... Fakat biz kendi hakkımızı razı etmiyoruz..? Satın diyaneti verin hakkımızı... Daha açık nasıl söyleyelim, ‘Anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az’’... Hak hukuk devleti ise, bırak İslam’ı Hıristiyan’ı  setanist, ateistine de eşit davranır, birine verdiği hakkı öbüründe tanır.. Veya hepsine başınızın çaresine bakın der, İnsanların inancına, Allah’ına kitabına karışmaz..  

Bardakolğu Türkiye’de ‘’laiklik tecrübesinin henüz batı kıvamına ulaşmadığından’’ kısaca medeniyetsiz, cahil bir toplum olduğumuzdan bahis ediyor. Fakat bunun ve aydınlanmanın  medeniyetin önünde en büyük engel kendi kamburu olduğunu, bir türlü görmüyor.. Dinine, imanına, uyuttuklarına güvenemediği için, Aleviliği resmen tanımanın ‘’riskli’’ olacağından söz edip, korku salıyor.. Diyaneti toplumu daha kuşatıcı duruma getirmek gerekir diyor..   Demezler mi 1400 yıldır ‘’eğri deveyi’’ doğrultamadın, şimdi Alevileri kuşatıp eğriltmek istiyorsun.. Aleviliği  kendi İslam anlayışının içine sokamadın,, şimdi  ‘’Alevilik bizim öz zenginliğimizdir’’ deye  şeriatını Aleviliğin içine sokmaya çalışıyorsun..

 

AKP iktidarı adına memurluk yapan ve ‘’sadece Aleviliği İslam içinde gören kuruluşlarla görüşüleceğini’’ belirten, Çamuroğlu’na, AKP’ye ve diyanete soruyoruz... Hangi İslam?....  Alevilik ne bilinen Sünni, nede Şii İslam’ın içine girmiştir, sığmaz, kabul de edilmemiştir. Tersi, bilinen İslam’da Aleviliğin içine giremez, sığmaz, kabul de edilemez... Peygamberde olsa kapıdan çevirirler..  Aleviliğin kendine özgü bir inanç yapısı ve İslam yorumu vardır. Buda Hak-Muhammet-Alinin birlenip kamili insana indirgendiği 40’lar ceminde,12 hizmette, enel-hak darında gizlidir..   Kalu-beladan bu yana tuttuğumuz  kırklar cemine, kimin, nasıl, ancak hizmetçi olarak girebildiğini her Alevi-Beştaşi-Kızılbaşım diyen iyi bilir..  Muhammed 40’lar cemine Peygamber olarak girebildi mi? Soyum sopum malım mülküm var diye girebildi mi.?   Nasıl girdi, ilk sorusu ne idi..?  AKP’nin şeriat tüccarlığına soyunan, sayın Çamuroğlu, hiç Aleviler cevheri çamurla tartıp satarlar mı,? Bilime, sevgiye, laikliğe uymayana,,, öyle her kapıyı çalana, rıza şehrinin, 40’ların kapısını açarlar mı sanıyorsun.. Alevi isen Aleviliğini bil, Alevice aydınca davran..  Has toprağa daha fazla abdest suyu karıştırıp işi iyice cıvıtıp, çamura bulama. Güneş balçıkla sıvanmaz..  Ya kendine artık Aleviyim deme, yada Alevi kurumları varken Alevilik adına konuşma..  Sen Alevilerin değil şeriatın oyları ile seçildin..  Alevilerin, insanların inancını tarif edip tanımlamak, inanç kimliğini yazıp sormak, ne devlete, ne diyanete, nede siyasete düşer.. Sadece inanç sahiplerine kendi kurumlarına düşer.. Gavur dediğiniz Hansen, Jensen örnek Danimarka’da bizi olduğumuz gibi kabul ediyor.. Bin yıldır aynı topraklarda, yan yana  yatıp katlığımız Ömer, Osman bizi olduğumuz gibi kabul etmiyor.. Eviriyor çeviriyor adımızı bir KANLI, bir ŞANLI Osman koyuyor.. İlahi Osman İslam şeriatçı olacaksın diyor.. Sevgili kardeşim, Arapça bilmiyorum ki Arapça  söyleyeyim de anla..  Biz sade İNSAN olmak istiyoruz.  

 

AKP’nin Alevi açılımı, Alevileri asimle etme projesidir.. Ortada şimdilik somut olan AKP’nin Çamuroğlu’nu bu işe memur edip büro ayırmasıdır..  Fakat görünen dağ kılavuz istemez.. Bu açılımın nereye varacağı şimdiden belli.. ‘’Alt katı Cemevi üst Cami, imamı da Alevi’’  Fatsa’da ilk örneğini gördük bile.. Birkaç satılık şeriat kılıklıya hoca eğitimi  ve maaş verilecek.. Osmanlı padişahı Hacıbektaş dergahımıza cami dikti. Onun devamı ‘’Abdullah GÜL-EN’’ iktidarı da Abdalmusa dergahımıza imam hatip okulu dikecek.. Böylece, Alevi evlatlarının başına kara çarşaf, ocaklarına da incir ağacı dikilecek... Şimdiden ılımlı İslam’ın sancağı kara çarşafı, devlet dairelerine okullara sokmaya başladılar bile.. Diyanetin dikta dipçikli paşası Kenan Evren’in, Alevi mahalle ve köylerine soktuğu camiler imamlar, okullar soktuğu  zorunlu din dersleri, AKP yi iktidar etti fakat, bunlar Alevileri asimle etmeye yetmedi.. 

Bu ne biçim sevgi hoşgörü dini ise, içinde bol şaraplar akan ırmaklar, hurilerle  dolu, cennetinden dayak çıkarıp, halen okullarda Alevi çocuklarına dayak atmaya devam ediyorlar...  Devam ediyor diyorum çünkü, ilkokul 5.ci sınıfta, (Çorum Kale ilkokulu öğretmem Mehmet, soy ismini unuttum) bana, Asya ülkelerinden, Sovyetler Birliğini anlatmam için ödev verdi, ne biliyim hayatımda ilk defa  kütüphaneye gidip kitap ödünç aldım.. Okuyup hazırlandım, sınıfta anlatmaya başladım, birden kolumdan tutup  ‘’seni gidi Kızılbaş Komünist’’ diye, elinde ki değnekle hırsı inene, yüzünden terler dökülene kadar dövdü, hep ayak bileklerime vurdu.. Ders bitene kadar kapının arkasında tek ayak üzerinde durdurdu, bu arada uzun uzun nutuk çekti, yorgun ayağıma baktığımda kanın çorabımın dışına vurduğunu gördüm. Bu olaydan sonra baştan ayağa kızılbaş olmayıp ta, ne olmamı beklerdiniz..  Bugün böyle deli dolu konuşuyorsam, kusuruma bakmayın, bir günde söyleyenin değil söyletenin kusuruna bakın...  Hayattan bugüne kadar aldığım ders.. Ezmeden ezilmeden herkes ‘’dünyada cennet’’ insanca mutlu yaşmak, için mücadele etmek... Başka bir amacım, derdim, korkum yok.. Aleviyim, Hakkımınan cennet cehennem pazarlığı etmem,, yüce ‘’mevlam’’ nereye koyarsa orada Alev Alev parlarım, isterse birilerini kaynatmak içim kara kazanın altına atsın...

 

AKP Alevi açılımını Kerbela şehitleri anısına tuttuğumuz matem orucunu ‘’cümbüşe’’ çevirip toplu iftar yemeği vererek başlatacakmış.. Biz 10 muharremde Kerbela’da İmam Hüseyin ve yandaşlarını aç susuz bırakıp katleden Yezide lanet okuruz.. Biz orada, Sivasbela’da 33 canımızı diri diri yakan, onların külleri üstünde, bugün kebap pişirip yiyen, diyanetli sisteme, şeriata faşistlere yobazlara, ve Madımak otelinin barış dostluk sanat müzesi olmasına, TBMM’de karşı-oy kullanan AKP milletvekillerine topluca lanet okuruz.. Hadi buyurun utanç müzesinde ‘’topluca iftara’’.. Ve Madımak müze olup, Türkiye’de laik bir sistem kurulana kadar da lanet okumaya devam edeceğiz....Cemevime su, dedeme ‘’kemik’’ verecekmiş, Pir Sultanız zatlarımız.. Haram yemez itlerimiz..  AKP Alevilerin kapısını çalmadan önce marifetini göstersin. Önce sayın Tayip Erdoğan ‘cümbüşünden’ dolayı Alevilerden resmen yazılı ve sözlü özür dile.. Madımağı müze yap, ayıplarını ortadan kaldır. Dergahlarımızdan elini çek.. Aleviliği kendine özgü bir inanç olarak resmen tanı..  Çamuroğlu’nu değil, cevheri kurumlarımızı Alevi Bektaşi Federasyonumu muhatap al.. Diyaneti ve zorunlu din derslerini, kimliklerden din hanesini kaldır.. Hadümül-fukara ol,  verdiğimiz peşin zekatı  (vergiyi) imanına değil, insanına (muhtaç olana) dağıt.. ((Allah’ın ne paraya pula, nede günde 5 sefer pofpoflanmaya ya ihtiyacı var.. Unutmadan söyleyeyim,, Selamı var, gürültüden çok rahatsız oluyormuş,  adımı adresimi bunca yıldır öğrenemediler mi daha..? Ne ararsanız kendinizde arayın, size şah damarınızdan daha yakınım diyor....  Evet işte böyle ‘’Aynayı tutum yüzüme Ali göründü gözüme,, Ben Aliyim Ali benim’’  sofra Ali sofrası, da lokma bizim lokmamız.. Sayın Tayyip ve Çamuroğlu siz önce bu saydıklarımı yapın, sonra gelin kapımızı çalın, soframıza oturun..  Kurban, yılbaşı, bayram gelmiş neyime kan damlar yüreğime demek istemiyorum artık. Yeni yılda tüm bayramlar kutlu, tüm insanlar mutlu olsun istiyorum...

 

 

Sevgi ve saygılarımla

 

DABF  Başkan  /  Feramuz Acar