ALEVİ CENAZELERİ VE İSLAM GELENEĞİ      06. 08. 2010. Bekir Özgür.  

 

 O4. 08. 2010 günü hakka yürüyen bir Alevi canın cenazesi, tanıdık ve yakınlarının defin törenine katılmasını sağlamak üzere buluşma yeri olarak belirlenen Sarıgazi cem evine getiriliyor. 

  Defin hazırlıkları ve define katılacak dostların beklenmesi esnasında, İsmailağa Cemaatine mensup olduklarını, ölen kişinin iki oğlunun kendi Cemaatleri üyesi olduğunu, dolaysıyla cenazeyi alıp İslam’a uygun defnedeceklerini bildiriyorlar.  

  Defin için toplanmış halkın; “Bu can sağlığında camiye bir kez olsun gitmedi, cenazemizi size vermeyiz, camiye de göndermeyiz” tepkisi üzerine, takkeli, takunyalı, cüppeli ve sakallı insanımsılar, bu isteklerinden vazgeçiyorlar.

 

 Ancak Muhammet; kendisini büyüten, amcası ve damadı Ali’nin babası Ebu Talip, Müslüman olmadan öldüğü için onun cenazesine gitmemişti. Bu olay üzerine bir de ayet nazil olmuştu: “Kurana inanmamış birisi, yakın akrabanız da olsa, öldüğünde ona mağfiret (Allahtan af) dileyenler münafık olur” (dinden çıkar)

 

  Bu Müslümanlar bu ayeti biliyorlar; ölen Alevinin kuranın hiçbir hükmüne uymadığını da biliyorlar, dolaysıyla bu cenazenin İslami kurallara göre defin edilemeyeceğini de biliyorlar. O halde; bu Müslümanlar, Alevilere bir mesaj vermek için cem evine kasıtlı geldiler. Sorun bu mesajın içeriğinin ne veya neler olabileceğini doğru algılamaktır.

 

  Değil Müslüman, hangi din ve mezhepten olursa olsun tüm inançlara saygım var. Ancak, kendileri gibi inanmayanlara zarar vermemeleri, gördükleri saygı oranında saygılı olmaları koşuluyla.

 

 Fakat “Alevi Müslüman olabilmesi için ayağının altında tuğla (pişmiş toprak) eriyinceye kadar yıkanmalıdır”, “mum söndü yapar, ana-bacı tanımazlar”, “Alevinin ne kestiği, ne pişirdiği yenmez”, “Alevinin katli vacip malı helal” vb. hakaretleri ancak; “ben Müslüman değilim” diyerek boşa çıkarabiliriz.

 

  Asırlardır iç içe yaşadığımız bu toplumun cami cemaati kesimi, Aleviler hakkında böyle bir önyargıya sahipken; hala, “Alevilik İslam’ın özüdür” “gerçek Müslüman Aleviler” demenin, Hakka yürüyen Alevileri camiye götürmenin, cem evinde İslami kurallara göre defnetmenin akılla, mantıkla açıklanır bir yanı var mı?

 

  Ensemizde Hıristiyanlığın kılıcına karşı “Haç” çıkarmışız, Osmanlı döneminde İslam’ın kılıcı altında “elhamdülillah Müslüman’ım” deyip, Hakka yürüyenlerimizi İslami törelere göre defnetmişiz.

 

  Ama bugün; değil sadece Türkiye de, Alevilik ve Aleviler tüm dünyada örgütlü. Alevilik; korku belası yarattığı sırlar dünyasından çıktı, her duruş ve davranışımız aleni, hata ve zaaflarına rağmen (olumlu yönleri de çok) yüz binleri sokağa döken güçlü örgütlerimiz varken, “korkunun ecele faydası var mı”?

 

  Barbarlık döneminin yarattığı vahşetin, iliğimize-kemiğimize saldığı korku dünyamızı yıkmak zorundayız. Bu korku gerçeğini tüm insanlık hala yaşamakta; toplumlar, kafasındaki bu korku duvarını yıkmadan, baskı ve sömürü düzenini yıkamayacaktır.

 

  Alevilik toplumsal yaşamı düzenlemeye başladığı çağdan beri onlarca cenaze defin türünü geride bıraktı, unuttu. Belki de 500 yıllık bir gelenek

Olan Alevi cenazelerinde İslami defin usulü de tarihe karışacak.

 

  Yol Erkânını; baskı karşısında geceleri yaşayan Aleviler, cenazelerini gündüz defnetmek zorunda olduklarından, cenaze törelerine İslami görünüm vermek zorundaydılar; bu durum zamanla geleneğe dönüştü, bugün de saplantı haline gelmiş durumda.

  Ömründe camiye gitmemiş, kuranın hiçbir hükmünü ciddiye almamış, dilde “Elhamdülillah Müslüman’ım” demiş ama gereğini yapmamış bir Alevinin cenazesi, cem evinde de olsa İslami kurallara göre defnedilmesi, Hakka yürümüş birisine hakarettir, o kişinin yaşamsal geçmişine saygısızlıktır.

 

  Alevi bir can Hakka yürüdüğünde sevenleriyle son buluşma yeri elbette cem evi olmalıdır. İslami kural olan cenaze namazı yerine de, törene katılanlar örnek alsın diye belli kurallar çerçevesinde ölenin yaşamsal başarıları, varsa kişinin anıları anlatılmalıdır.

 

  Hiçbir dinle ilişkisi olmayan; şekillendiği çağda toplumsal yaşamı düzenleyen, insanı, emeği ve eşit paylaşımı esas alan, sevgi temelli, iktisadi, hukuki ve siyasal sarmalda şekillenmiş olan Alevilik, günümüzdeki yeni yapılanma sürecinde özüne uygun gelenekleri, özellikle de yeni cenaze defin töresini yaratacağına inanıyorum.

 

       06. 08. 2010. Bekir Özgür.    bekirozgur60@hotmail.com