Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az..
Öncelikle, 27 temmuz 2008 de İstanbul-Güngörende yapılan 18 masum insanın ölümüne ve 150 civarında masum insanın yaralanmasına sebep olan bombalı saldırıyı, insanlık dışı vahşeti şiddetle kınıyorum. Bu ve benzeri eylemler insanlık suçudur, failleri yakalanmalı, hak ettikleri cezayı çekmelidir... Gerçek failler bulunmadan, suç birilerinin üstüne yüklendi bile.. Fakat AKP davası karar arifesinde patlayan bu kıyamet bombalarının amacı, Anayasa Mahkemesini korkutmak olmalı ki; Mahkeme kıyameti koparmadı, ne etliye ne sütlüye dokundu. Görünüşte herkesi tatmin edecek bir karar verdi. AKPyi kapatmak için yeterli 7 oyu bulunmadı, 1e kaşı 11 oyla, herkesin bildiği, AKPnin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu tespitini tekrarlayıp, paçayı sıyırdı.. Mahkeme masraflarının yarısını AKPnin hazine payından alıp, (parası olana) laiksizliğe devam dedi.. Karar, AKP, ABD, AB, Arapları, MHPyi, bana da kısmet diye DTPyi, aman mağdur olmasın, AKP ile yeni bir antlaşma yapar yerimde kalırım diye BayKalı bile memnun etti.
Karardan, alan memnun satan memnun, sanırım bir tek Aleviler memnun değil.. Aç Kapat Pazarla (AKP) davasının esası LAİKLİK. Yani devlet/kamu işleri ile Allah/din işlerinin birbirinden ayrı tutmak. Gerçek laik bir devlette camiler kışlamız, Kuran anayasam, türban sancağım vs. diyen, din-devlet işlerini birbirine katan bir zihniyetin parti kurması tartışma konusu bile olmaz. Fakat TC baştan laik olmadığı için önceden kapatılmış sabıkalı şeriatçıların AKPyi kurmasına tabi ki izin verdi. Bu bir yana.. Bugünlere kadar içini boşatıp zehirle doldurduğu 6 okuyla Alevileri oklayıp, oyları ile meclise giren, sözde laikliği savunucusu CHPnin Baykalıcısı, Alahımız Kitabımız Peygamberimiz bir deyip, 2003te iptal edilen Siirt seçimlerinde AKP ile anlaşıp, anayasa değişikliğine oy veridi, şeriat sabıkalısı, yasaklı Taliban Tayyibi af edip başa getirdi... Aslında savcı bey, laiklik karşıtı eylemlerin odağı iddianamesine, bunlara yardım ve yataklık edenler diye listeye Deniz Baykal ve o yasaya oy veren milletvekillerini de eklemesi gerekirdi..
AKP kapatılsa sorun çözülecek miydi hayır.. Sadece asalak otların yaprakları koparılırdı, kökü kurutulmadığı için geri çıkardı. Çünkü Türkiyede Laiklik karşıtı eylemlerin odağı (kökü) DİN-AYETTİR. Başta Diyanet İşleri olmak üzere kanun ve devlet kurumlar içerisinde din-ayetin DİBini kurutulmadıkça sorun çözülmez.. Anlayana Anayasa Mahkemesi kökünü kurutun dedi, anlamayana zaten davul zurna az.. Şimdi dava geri siyasetsizlere havale edildi.. Onların işine gelseydi bu ı-layıksızlığı çoktan ortadan kaldırırlardı.. CHP MHP DTP AKP delimi de altın oy yumurtlayan tavuğu DIBni kesin.. Bugün birbirine dalaşmalarına bakmayın, yarın anlaşır edepsizliklerinin üstüne bir kara çarşaf örterler.. Anlayacağınız dava ulu divana (halka) kaldı, fakat düzenbazların bozuk düzeni, din-ayeti yıllardır halkın çoğunluğunda doğru seçim yapacak kafa bırakmadı ki, ALLAK BULLAK etti.
Zor kullanır aka kara dedirir
Utanmadan mülledese halis der Hep kendine korutturur bu düzen Yalan dolan o kazanır her turu Mayosu yırtılır, kispeti dener | Burası Türkiye olmadık olmaz
12 eylül faşist katliamları Sancılar için de hep sol yanımız Emekçi Yusufum bir mayıs, hadi |
Türkiyenin önünde duran en önemli sorunlardan biri: Ezmeden ezilmeden (dünyada cennet) İNSANCA MUTLU YAŞAMAK isteyen,onun için yaşam mücadelesi veren İNSANI-HAK ve onun EMEĞİNİ birincil ve en yüce değer olarak gören, bir anlayış ve Anayasanın olmayışıdır... Türkiyede cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türk-İslam tek tip insan yaratma girişimi, bunun ABD güdümlü 12 mart ve 12 eylül askeri darbesi ile dipçikleşmesi, anayasanın başının zorunlu din dersi, ılımlı islamın ipekli türbanı ile bağlanması, sonuçta Türkiyeyi Allah Kuran Peygamber (AKP) diye diye şeriatın uçurumuna sallamıştır. Diğer taraftan 72 milleti bir görmeyen, Kürt halkının varlığını görmezlikten gelen Ne Mutlu Türküm, milliyetçi ideoloji, ülkeyi iç savaşın bataklığına sürüklemiştir. Bu çevreler Alevi-islam ve Alevi-Türk vs. diye, diye, EMEĞİ İNSANİ yaratıcı HAK gören Alevileri de, bu bataklığın içine çekmeye çalışmaktadır.. Fakat çabaları boşa Aleviler, ne şeriatın kara çarşafına, ne Ergenekon batağına gire, ne de Tekir yaylasına çıkıp ulur.. Alevilerin gittiği YOL insanlık ve emeğin yoludur. Aleviler olarak bu yolda Hz. Allahta olsa doğru yürümeyen yolsuzu, kendisi dara çekip düşkün ilan eder..
Bu ülkede, derin devletçilerden, milliyetçi faşist şeriatçı çetelerden, Amerikancı darbeci generallerden ve onların uşaklarının zulmünden, işçiler, emekçiler, Aleviler ve Kürt halkı kadar çeken olmamıştır.. Halkın HAYATını vizyonumuzu karartmışlardır... Bozuk düzen bu katliamcı çetelerin hiç birinden hesap sorulmamıştır, düzen hep kendini ve düzenbazı korumuştur.. Bugün kalkmış biri kendini savcı, diğeri avukat ilan ediyor, yerli yersiz önüne geleni suçlayıp tutuklayıp serbest bırakıyor, danışıklı dövüş oynuyorlar... Oynayın oynayın, tilkinin dönüp geleceği yer kürkçü dükkanıdır. Gün gelir bunca i-layıklığın, sömürü, baskı, adaletsizliğin, yoksulluğun yükünü çeken AYAKLAR birleşip BAŞkaldırır, halk mahkemesi kurulur, hepinizin davası orda görülür, kirli postlarınız meydana serilir... Yoksa bozuk düzen, ipek çarşafa bürünüp devam eder.
Eli kanlılar,, kızıl etti başımızı.. yinede önünüzde diz çökmedik / çökmeyiz, bu da size dert olsun.. Kör olasın demiyorum, kör olmada GÖR; Dersimde başımıza Gökçen bombalar atanı. Maraş, Çorum, Gazide Sivasbelalarda bizi yakıp bakanı, halen küllerimizin üstünde kebaplar yutanı.. Gör, Cemimize cümbüş gözüyle bakanı, matem soframıza ÇAMUR katanı, Din-ayetli-devletlü-islami-cihattın ganimet avcılarını... Kör olmada gör; Cumhuriyetçi Eğitim Merkezi, CEM vakfı deyip, Kırklar-cemine dini-ayet ezan namaz nifak sokan, izzetli-filozofu-Fethullahcıyı.. Gör, Madımak önünde izi olmayanın, seçimde Cemevi meydanında aşuremize kepçe sallayıp, seçim sonrası vaatlerini yutan yüzsüzü. Gör, karabaşın oyuna, Kızılbaşı satan, örgütlü Alevi istemiyorum deyip atan, CHPnin, Cıcılı Hınzır Paşalarını, sarı laikçi, kınalı keklik avcılarını.. Gör, kendi ileri gideceğine, putlaştırıp duvar kağıdı ettiği, sarı saçlı mavi gözlüm gelsen, çağıran bay-KALları...
Kör olasın demiyorum kör olmada gör: 72 milleti ayırmayan, Ne Mutlu İNSANIM diyen seni,, Ne Mutlu Türküm diye diye, sokup Türkü - Kürdü mutsuz eden yılanı... Ah bir bilsen,, bunların hepsi it, umut kötünün iyisi bizim it diye oy verdiğin UMUDUN sende olduğunu... Ah bir bilsen...
Bu yıl Serçeşmede toplanacak olan tüm Alevi kurumlarına özelikle de Türkiyedeki kurumlarımıza, büyük görevler, sorumluluklar düşüyor. Alevi örgütlenmesinin de, Türkiyenin de, yeni açılım ve köklü reformlar için ilkeli dirençli Alevilere ihtiyacı var.. Türkiye Cumhuriyetinin de Alevilere ödemesi gereken birikmiş borçları var..
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana gerçek anlamda, laik demokratik, eşitlikçi özgürlükçü insan haklarına sosyal adalete, din ve vicdan özgürlüğüne vs. dayalı bir devlet olmamıştır. Devlet 1925 yılından bu yana Alevileri yok sayıp, sadece belirli bir inanca hizmet eden DİBi Diyaneti kurup, birçok bakanlığın bütçesinden büyük bütçeleri yıllardır ona aktararak, belirli bir inancın devlet içinde kurumlaşıp odaklaşmasını sağlamıştır.. TC devleti vatandaşlarına tek dini inancı İslamı ve milliyeti Türklüğü dayatıp, direk nüfus kütüğüne yazmıştır. Vatandaşın kapısının önüne okul yerine, minare dikip cami hocası atamıştır, sanki Kuranda veya Muhammed zamanında mikrofon, hopörler vardı, (1400 yıldır bir namaz vakitlerini öğrenemediler) devlet gece gündüz 5 vakit çağırıp, başka hiç bir dersi koymazken, okullarda zorunlu din/islam dersini anayasaya koyarak kendi eliyle zorunlu din pazarlamıştır.. Bu da yetmez gibi imam hatip okulları ve kuran kursları açmıştır.. Kamuoyuna aman iltica geliyor korkusu verip, ilticayı kendi eliyle beslemiştir. ABD ye tam bağımsız olarak göbekten bağlı olan Türkiye, başta ABD, AB kulübü ve işbirlikçileri olmak üzere hakim güçler, sosyalist düşüncelere karşı, Dünyada ve Türkiyede sömürü düzenlerini sürdürmek için,, dini, halkı uyutmak için esrar olarak kullanıp, yeşil kuşak ve BOP projeleri ile, böl parçala yönet, sömürülerine devam etmişlerdir. Sonuçta böyle bir sistemden Taliban Tayip ve ona oy verecek ümmetçi ırkçı cahil nesiller yetiştirmesinden başka bir şey beklenebilir mi ?
Devlet camiden başka bir yeri, örnek Cemevlerini ibadet yeri saymamıştır. Danimarkalı Olsen, Aleviliği kendine özgü bir inanç olarak tanımış, Osmanlı oğul Alevi-Bektaşi inancımızı resmen tanımamıştır.. TCde devlet başka inanç ve inanmayanlara saygı gösterip eşit davranmamıştır. Devlet Alevilerin, inanan inanmayan vatandaşların, çocuğunun rızkından kesip okul, yol, su, hastane için verdiği zorunlu vergiyi, belirli bir inancın arkasına aktarıp, ekmek élden, su gölden onları asalaklaştırmıştır..
Bu Din-ayetli i-layık devlet Kızılbaşın canı da helal, malı da helal deyip, Osmanlının Yavuz Zalim itini de geçmiştir. TC Devleti Dersimde, Maraşta Çorumda Sivasta Gazide vs. Kızılbaşın kanına girmiştir. Hiç birinden hesap sormamıştır. TC Diyaneti eliyle, 85 yıldır Kızılbaşın da verdiği vergiyle cami yapıp, elektriğini suyunu vermiş,,,, kıble diye kıçına secde ettirdiği hocaların maaşını verip, laiklik çağdaşlık adına, ümmetine bu dünyada besleyebileceğin kadar GARI, öbür dünyada islam cennetinde sayısız,,, memeleri daha yeni tomurcuklanmış, hep on-altısında bakire (türbansız) huri-kızlar dağıtan Arapça ayetler okutup,,, AMİN dedirtmiştir... Len biz pz.....miyiz,, mecbur muyuz sizin.. şeyinizin....hurilerinizle, cünüp cümbüşünü ödemeye...
Bu nasıl devlet, din-ayet, kanun Kuran adalet, helal haram bilmez, kendini sorgulamaz imansız iman, saygısız sorgusuz seviyesiz siyaset. Bizce vergiden, hiç bir dini inanca bütçe ayrılmasın, herkes inanç giderlerini kendi karşılasın.. Yok ayrılacaksa her inanca ateiste, Sataniste dahi adaletlice ayrılıp dağıtılsın..
Bozuk düzenin ana dişlileri, amannn bu i-layık adaletsiz düzen değişmesin diye ümmetini meydanlara, medyalar dökmüş hala Türkiye laiktir, laik kalacak diye ezan okutturuyor.... Bu ezanı iliğimize işletmişler,, bu yıl 2 temmuz Madımak yürüyüşünde bir gurup, bu sloganı atınca, dayanamadım müdahale etmek zorunda kaldım.. Türkiye laik değil, laik olacak..
Ellerinde birer bez parçasıyla iki i-layıklar çıkmış ortaya, yok laiklik engeli var, yok laiklik elden gidiyor diye odaklaşıp duruyorlar... Bir tek ipekli türbanı eksikti, hülle ettiğiniz (anayasa) Anayosmanın. Sonunda hep birlikte onu da i-layıklığın odağı haline getirdiniz..
Biliyorum bu yazım birçok kişiyi rencide edip, küplere bindirecek.. Fakat ne yapalım, dostlar acı konuşur, böyle etliye sütlüye dokunmayınca, sivri sinek saz, davul zurna az geliyor.. Güler yüzle tatlı dille Bektaşi fıkrasıyla söylüyoruz gülüp geçiyor.. Saz çalıp semah dönüp türkü ile söylüyoruz, cümbüş diyor anlamıyor.. Davul zurnayla çalıyoruz, sağırım duymuyom sesi az geliyor diyor. Ne yapalım bizde mi, elimize silah alıp dağa çıkalım, sokaklara bomba atalım..
Aleviler hoşgörülü olur, incinse de incitmezmiş host.. Artık bu haksızlıklar karşısında, incine incine koptuk, hoş göre göre, hoşgörü sarhoşu olduk.. Söyleye söyleye iki dilimiz çatal kılıç (zülfikar) oldu, ağzımızı açtığımızda haksızlığa dayanamıyor HOŞTTT diyor.. Artık birazda siz incinin, bizi hoş görün... Böyle açtırman kutuyu söyletmen kötüyü şu Kızılbaşa.. Kapatın diyaneti, geri verin şu 85 yıldır din-ayetinize giden vergi payımızı, bundan sonrada cennet hurileri ile olan cünüp giderinizi kendiniz ödeyin, inancınızın gereğini özel hayatınızda yapın. Engel olan olursa, karşı durmazsak namerdiz..
Feramuz Acar / Danimarka
7/8/2008