İzzettin hoca, gülmek için köçek arıyorsa Erbil’i Cem-tv de oynatsın..  Feramuz Acar  13.9.2010

 

Star-Tv de Alevilere hakaret eden Erbil´e;  Izzettin Doğan ‘’Olur böyle şeyler ,,  sende olamazsan kim güldürecek bizi televizyonlarda,, kötü niyetinin olmadığını insanları mutlu etmek için  uğraştığını biliyoruz ’’ diye sahip çıkmış..

 

Eeeh it iti ısıracak değil ya. Fetullah Gülen’ne filozofum diyen, Tekir yaylasında kurtlarla semah dönen, İzzettin hoca,  M.A. Erbil köçeğine de sahip  çıkmasa şaşardım..

 

 

İzzetin hocanın midesi o kadar genişse, M.A Erbil’e, Cem-Tv’de köçeklik yaptırsın,, Erbil her akşam ‘’Alevilere hakaret etsin’’ İzzetin hocada karşısına geçip gülüp eğlensin.. İçimizde böyle ‘’bizim it-yezitler’ olduğu sürece Alevi toplumu daha çok hakaretlere uğrar..

 

Ben başkalarına ibret olsun bir daha tekrarlanması diye, uluslararası  hukukta, bu alanda ki uygulamaları dikkate alarak,,  Erbil’e bu hakaretinden dolayı, 7 ay mahpus, 7 yıl ekranlardan dünkün edilme ve 3 defa aynı hakareti tekrarladığı için Star-tv’ye kapatılma  cezasının verilmesi gerektiğini dile getirmiştim..

 

Özür,, bu suç listesine; ortalıkta hukuk profuyum diye dolanıp,  bir inanc toplumuna bu tür hakaretlerde bulunmanın cezası olduğunu bilmeyen, işine geleni af eden,, Türk-Kürt meselesi var, Türkiye birde Alevi meselesini taşıyamaz diye,, Alevilere yönelik yüzyıllardır sürdürülen bu tür hakaretlere boyun eğmemizi isteyen, İzzettin Doğan’ı eklemeyi unutmuşum…

 

Kıbrıs lüks Rocks otelde sefa süren M.A Ebil,, Tunceli de bir köyün ‘’fahri muhtarının’’ daveti üzere Dersime gidip dedelerin elini öpüp,, özür dileyecekmiş..   Dersim düşkünler ocağı oldu sanki,  ipini koparan orya koşuyor.. 

 

Sayın M.A.Erbil sana izzetin hocadan gayrı, hiçbir dede el öptürmez,, bu toplum senin gibilere el öptüren, af eden dedenin eline yüzüne tükürür..

Senin suçunun affı yok.. Cezanı çekip bitirmeden, senin cezanı düşkünler ocağı da kaldıramaz… Dua et, bu YOL’da şeriatı İslam gibi cana kıymak yok.. Ortalıkta köçek gibi dolanma, efendice çek cezanı..

 

 Feramuz Acar  13.9.2010

______________________________________________________________________________________________________________________________________

İzzettin Doğan moralini yükseltmiş!

   

 

İzzettin Doğan moralini yükseltmiş!

(Habercem.com) - İzzettin Doğan'dan Mehmet Ali Erbil'e: “Kötü niyetinin olmadığını, insanları mutlu etmek için uğraştığını biliyoruz. Sen de olmasan kim güldürecek bizi televizyonlarda” 
 
Mehmet Ali Erbil Uğur Dündar’la Tunceli’ye dede eli öpmeye gidiyor.

Canlı yayında yaptığı 'Mum söndü' patavatsızlığıyla büyük tepki çeken Mehmet Ali Erbil Tunceli yolcusu...

O sözlerden sonra programı yayından kaldırılan Mehmet Ali Erbil, Uğur Dündar'la Tunceli'ye gidiyor. MALİ burada Dede eli öpüp Alevilerden özür dileyecek. Bu iddiaları kaleme alan isim ise Milliyet Gazetesi Cadde eki yazarı Ali Eyüpoğlu.

İşte Eyüpoğlu'nun o yazısı:

MEHMET ALİ ERBİL TUNCELİ YOLCUSU

Mehmet Ali Erbil’i kafa dinlemek için gittiği Girne’de üzgün ama güçlü gördüm  

47’nci Altın Portakal Film Festivali için çarşamba günü geldiğim Antalya’dan bir günlüğüne firar edip Kuzey Kıbrıs’a geçtim. Girne’deki ilk durağım Rocks oldu. Çünkü canlı yayındaki ‘iş kazası’ndan sonra programı yayından kaldırılan Mehmet Ali Erbil’in kafa dinlemek için Rocks’a geldiğini öğrendim.

Taksiye atlayıp gittim.

Erbil’i üzgün, ama güçlü gördüm. “Benim de Güner Ümit gibi televizyonculuk hayatım biter mi?” gibi bir endişesi yoktu.

Erbil, “35 yıldır televizyonlarda program yapıyorum. Bugüne kadar alevileri rencide edecek bir söz çıktı mı benim ağzımdan? Altı yıldır evimde çalışan karı- koca alevi. En azından onlar biliyorlar benim alevilere karşı olan sevgimi” dedi. Özellikle İzzettin Doğan’ın, “Kötü niyetinin olmadığını, insanları mutlu etmek için uğraştığını biliyoruz. Sen de olmasan kim güldürecek bizi televizyonlarda” sözlerinin moralini yükselttiğini söyledi.

Erbil’e en büyük destek ise Tunceli’den geldi.

Muhtar köye davet etti

Tunceli’den bir köy muhtarı Erbil’i arayıp, “Bizlere karşı iyi niyetinden en küçük bir şüphemiz yok. Senin Atatürkçü duruşunu, dünya görüşünü beğeniyoruz” deyip, onu köyüne davet etti.

Erbil, bugün ya da yarın o köyün ‘Fahri Muhtarı’ olan Star Haber’in patronu Uğur Dündar’la birlikte Tunceli’ye gidecek. Tunceli’de ‘Dede’lerin elini öpüp, alevilerin gönlünü alacak ve çok geçmeden yeniden ekranlarda olacak. Bundan önce de iki kez canlı yayında gaf yapan ya da ‘iş kazası’ geçiren Erbil, sempatikliğiyle kısa sürede insanların gönlünü almayı bildi. Kanaatim o ki bu kez de öyle olacak ve Erbil, çok geçmeden ekranlara dönecek.

Ali Eyüboğlu - aeyuboglu@milliyet.com.tr Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
Milliyet - 11 Ekim 2010

 

 

İzzettin Doğan'dan M.Ali Erbil'e: Olur böyle şeyler !!!

 

 

 

 

İzzettin Doğan'dan M.Ali Erbil'e: Olur böyle şeyler !!!İzzettin Doğan'dan M.Ali Erbil'e: Olur böyle şeyler !!!

Star TV’de yayınlanan Çarkı Felek Programı’nda Mehmet Ali Erbil’in Alevilere yönelik hakaretine Alevi-Sünni toplumun tüm kesimlerinden çok sert tepkiler gelirken, hakarete en zayıf tepki İzzettin Doğan’dan geldi. Doğan, Cem Radyo’ya yaptığı açıklamada “Bu olayı korkunç bir kaza gibi gösterip halkı sokağa dökmek bunun için gövde gösterilerinde bulunmak doğru değildir. Alevi kardeşlerime bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonrada itidal tavsiye ediyorum.” dedi. “Mehmet Ali Erbil’in programlarındaki hafifliği göz önünde bulundurarak onu böyle bir ağır ceza ile cezalandırmamak gerekir.” diyen Doğan’ın açıklamalarını kendi internet haber sitesinden olduğu gibi aktarıyoruz:

Mehmet Ali Erbil’in programında yaptığı çirkin şakayla ilgili Prof. Dr. Doğan, bu açıklama talihsiz bir deyimdir. Ben maksatlı olarak orada Alevileri rencide etmek, onları küçük düşürmek amacını taşıdığını düşünmüyorum bu sanatçının. Mehmet Ali Erbil kendine göre üslubu olan, hem sözlerinde hem hareketlerinde genelde sınır tanımayan tarzı yüzünden sıksık Radyo Televizyon Üst Kurulu’ndan da sürekli ihtar alan bazen de programlarının kesildiği biridir. Bu da o densizliklerinden bir tanesidir. Tahmin ediyorum ki Alevi kitlesine doğrudan söylenmiş bir hakaret cümlesi değildir. Programdan sonra gelen tepkiler üzerine Mehmet Ali Erbil beni iki kez aradı. Kendi sininde yaşanan gelişmeler sonrası çok üzgün olduğunu ve kesinlikle Alevilere karşı hakaret amaçlı bir niyetle o açıklamayı yapmadığını belirtti.

Daha öncede aynı kanalda yaşanan olayların hatırlatılması üzerine Prof. Dr. İzzettin Doğan, Alevilik bu ülkede en hassas konulardan bir tanesidir. Alevi yurttaşlar artık kendi haklarının bilincine varmış durumdalar ve bunu da çekinmeden kamuoyunun önünde talep etme cesaretini de gösteriyorlar. Cesaretten öte bunu bir hukuk meselesi haline getirip Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar anayasal haklarını isteme noktasındadırlar. Bu noktada büyük bir kitleyi ilgilendiren sözler maksatlı değilse eğer densizliği ifade eder. Bu olayın da densizlikten öte hakaret olduğunu düşünmüyorum. Zaten kendisi de kamuoyunda birkaç defa özür dileyeceğini açıkladı.

Bugün Türkiye’de pusuda çok önemli iki konu yatıyor. Birtanesi Türk-Kürt ayrımı diğeri de Alevi-Sünni ayrımıdır. Türk-Kürt ayrımının Türkiye’ye verdiği zararı yıllardır gördük.  20 yılda 40 bin insan öldürüldü ve 500 milyar dolarlarla ifade edilen bir kaybı oldu bu ülkenin. Bu yüzden Türkiye bugün bunu taşıyamazken bir de Alevi meselesini bu hassas konuyu böyle ufak şeylerle istismar ederek Türkiye’nin gündemine taşımak isteyenlere yardımcı olduğumuz takdirde Türkiye bunu kaldıramaz. Türkiye’de ne demokrasi kalır ayakta ne de meydanlarda yalancı pehlivan gibi dolaşan siyasetçiler.

Bu tür olaylara gerekli reaksiyonların gösterilmesi doğrudur, herkes artık Alevilerle ilgili konuşurken haddini bilmelidir evet ama bu olayı korkunç bir kaza gibi gösterip halkı sokağa dökmek bunun için gövde gösterilerinde bulunmak doğru değildir. Alevi kardeşlerime bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonrada itidal tavsiye ediyorum.

Mehmet Ali Erbil’in programlarındaki hafifliği göz önünde bulundurarak onu böyle bir ağır ceza ile cezalandırmamak gerekir. Onun özrünü yeterli kabul ederek hakların mücadelesinde barışçıl yoldan ayrılmadan hukuk düzeninin içerisinde kalarak yolumuza devam etmeliyiz.

 

Habercem - 8 Ekim 2010