‘’Şeytan üçgeninde Mavi Marmara’’.   DABF başkanı / Feramuz Acar  4.6.2010

 

DABF olarak, İsrail’in yıllardır  Filistin halkına uyguladığı şiddet ve katliamları ve son Gazze insani yardım gemilerine korsanca saldırısını şiddetle kınıyoruz. Birleşmiş milletleri İsrail’le baskı yapıp, bir an önce Gazze , Filistin halkına özgürce, barış içinde yaşayacağı bir ortam sağlamaya çağırıyoruz.  Herkesten önce, Nazi katliamlarına maruz kalmış Yahudi/İsrail halkı, bu tür şiddet ve katliamlara karşı çıkmalı, başta kendi şiddet yanlısı yöneticilerinden hesap sormalı ve bölge halkları ile  barış içinde yaşama yolunu seçmelidir..

 

ABD’nin Ortadoğu petrollerini kendi kontrolü altında tutma çabaları,, ABD’nin dünyada ve özelikle Ortadoğu’da sosyalist düşüncelere karşı İslam dinini ve milliyetçiliği yıllardır esrar olarak kullanması,,  ABD’nin 1950’lerden bu yana bölgede kendi çıkarları için Türkiye ve İsrail’i maşa olarak kullanması,, ABD ve  İsrail’in bölgede yıllardır uyguladığı şiddete dayalı yayılma politikaları,  Filistin, İsrail, Ortadoğu soruna hiçbir çözüm getirmemiş, tam tersine bölgede aşırı İslamcıların güçlendirmiş, eğitimsiz bırakılmış kitleleri bunların kucağına itmiştir. Bu politikalar İsrail’in kendi varlığını ve bölge barışını tehlikeye düşürmüştür.

 

Ortadoğu’da ABD’nin sağ kolu olan Türkiye ve İslamcı AKP hükümeti, bir yandan ABD direktifleri doğrultusunda İsrail ile siyasi, ekonomi k ilişkilerini, askeri işbirliği ve tatbikatlarını geliştirirken, diğer yandan, iç politikada sıkışan AKP, son 1-2 yıldır İsrail’e karşı sözde ‘One Minute’  çıkışları ile, İslami iktidarını koruyup güçlendirmeye çalışmıştır.  Son Mavi Marmara olayı da bu çıkışların bir parçasıdır..

 

Mavi Marmara gemisi, uluslararası sulara çıkma belgesi olmadığı halde, gemi Comoros İslam  Cumhuriyeti bayrağı altında, Phoenix adıyla, TC, AKP hükümeti ve resmi makamların bilgisi onayı dahilinde , İnsani yardım adı altında, uluslar arası kamuoyu desteği ve güveliği sağlanmadan, İsrail’in müdahale edeceğini, gerekirse güç kullanacağını, açıklamasına rağmen Gazze’ye gönderilmiştir. Diğer gemiler İsrail’in deniz kuvvetlerinin uyarılarını alıp geri dönmesine rağmen, Mavi Marmara ısrarla devam etmiş ve, İsrail’in müdahale etmesi özelikle istenmiş, beklenmiştir.  İsrail’de, Ankara’nın ne kadar İsrail ve ABD dostu olup olmadığını, müdahalede bulunarak  test etmiştir. İnsani amaçlı bir geminin, dur emrine uymaması, İsrail güvenlik güçlerinin gemiye girmesine karşı gelmesi, eli silahlı askerlere şiddet kullanması ne kadar doğru.  Gemide ölen ve yaralananlardan İsrail kadar Türkiye’de sorumludur.    Gemide bulunanlara ve Türkiye’de  dayanışma gösterisi yapanlara bakıldığında, eylemin arkasında aşırı İslami grupların olduğunu,  AKP iktidarının son dönemde İran ve bölgedeki diğer gerici aşırı İslami güçlerle işbirliği içinde olduğunu görmemek için kör olmak gerekir.  Türkiye’de 1950’lerden bu yana F-Gülen  örgütlenmesinin bir sonucu olan, AKP iktidarının esas amacının:  ‘’Allah Kuran Peygamber’’ adına, kendi deyimleri ile  tüm dünyada, son din, son kitap, son peygamber adına,  ‘’ecdadı Osmanlı İslam saltanatını’’ kurmak olduğunu, bilmeyen yok.

 

Mavi Marmara operasyonunun bir danışıklı dövüş olmadığı,  ABD, İsrail, Türkiye, üçlüsünün 1950’lerden bu yana sürdürdüğü işbirliğinin  Osama Bin Ladin örneğinde olduğu gibi,  ‘’Düşman gitti Dostluk bitti’’ anlayışı içinde bitiğini, yeni bir dönemin başladığını göstermektedir. Türkiye artık ABD’nin kanatları altında bu çizgisini sürdüremeyecektir. AKP  artık, alıştıra alıştıra, F-Gülen’in deyimi ile ‘’kıvamına gelene kadar’’  ılımlı İslam, diyalog, söylemleri altında, Türkiye’nin öncülüğünde amaçladıkları gibi, bölgede  İslam birliğine doğru gidecektir.  Kuşkusuz ABD ve İsrail’in bölgede nüfusunun kırılması olumludur, fakat yerine konmak istenen İslam şeriatı, gelen gideni aratacaktır. ABD ve İsrail kolay kolay bulundukları konumlardan geri adım atmayacaktır. Bölge halkları, kırk katır ile kırk satır arasında seçim yapmaya zorlanacaktır..  Halbuki bölge halklarının ve Alevilerin özlemi, ne ABD, ne Şeriat, laik, demokratik, barış içinde, ezmeden ezilmeden kardeşçe  mutlu yaşayacakları bir Ortadoğu’dur.  

 

DABF başkanı / Feramuz Acar