TSK'dan Alevi açılımı !

Bıktık artık bu ‘yezit’ devletin elinden..

Taraf gazetesinde alttaki ‘’TSK’dan Alevi Açılımı !’’ isimi haberi okuyunca.. ‘’Bu nasıl Alevi, Kürt açılımı? Bıktık artık, askeri kışlaya çekip, anaların gözyaşını durdurmak yerine, operasyonlar düzenleyip, durmadan Kürt, Türk kanı akıtan, ölülerimizi dahi elimizden alan, bıktık artık bu, Din-ayetli ‘’Yezit Türk İslam Devleti’’ ve hükümetinin elinden.’’. Diye bir yorumda bulundum.

TC devleti, hükümeti ve TSK ‘’yezit mi’’ bu ne biçim yorum diyenler olabilir.. Fakat:
 



1. Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi katliamlarını yapan yatıran devlet YEZİT değil de ne?

2. 85 yıldır Alevilerin vergisini alıp Alevileri tanımayan haklarını vermeyen devlet YEZİT değil de ne?

3. 8 bakanlığın bütçesine denk bütçeyi, diyanet işleri kurumuna ve belirli bir (Sünni Hanefi) inanca ayrına devlet YEZİT değil de ne?

4. Anayasaya devletin dini İslam yazan, öbür taraftan laiklikle insan kandıran devlet YEZİT değil de ne?

5. Okullarda zorunlu İslam dersini anayasaya madde olarak yazan alevi çocuklara zorunlu İslam dersi veren devlet YEZİT değil de ne?

6. Alevi köy ve mahallelerine istenmediği halde cami yapan devlet YEZİT değil de ne?

7. Canlı canlı canlarımızı yaktıkları Madımak otelini anıt/müze yapmayan devlet YEZİT değil de ne?

8. Alevi inancımızı inandığımız gibi kabul etmeye devlet YEZİT değil de ne?

9. Hünkar Bektaş Veli vs. dergahlarımızı elimizden alan, bahçesine cami diken, Türk-İslam müzesine çevirip kapısında bilet kesen devlet YEZİT değil de ne?

10. Cemevlerimizi ibadet yeri kabul etmeyen ‘’cümbüş evi’’ diyen başbakanı ve devleti YEZİT değil de ne?

11. İslam’da olmamasına rağmen, hoparlörlü ezan, ramazan davulu çaldırıp geceleri insanları uykusuz bırakan, buna izin veren devlet YEZİT değil de ne?

12. Ramazan ayı boyunca resmi işyerlerinde vs. kantinleri kapatıp, Alevilere yemek, su vermeyen devlet YEZİT değil de ne?

13. Kurban bayramında işe aldığı kasapların Alevi olduğunu öğrenince ‘’Kızılbaşın kestiği yenmez’’ diye işten atan belediye/devlet YEZİT değil de ne?

14- 85 yıldır devletin medyasını, maddi manevi olanaklarını Türk İslam anlayışı için kullanan Türk İslam’dan gayrisi yok sayan devlet YEZİT değil de ne?

15. Askeri darbe yayıp, düşünce veya siyasi görüşlerinden dolayı insanları mahpuslara dolduran işkencede, darağacında öldüren, işçinin emekçinin sendikal hakkını bile vermeyen, 1Mmayıs, 8 Martlarda kadınları coplayan devlet YEZİT değil de ne?

16. Bazı sözde Alevi kurumlarının önüne kemik atıp, diğerlerini dışlayarak, kendi Alevisini yaratıp Alevi toplumunu bölüp parçalayıp yönetmek, asimle etmek isteyen devlet YEZİT değil de ne?

17. Cenazemizi bile inancımıza göre cemevimizde kaldırmamıza izin vermeyen devlet YEZİT değil de ne?

- Daha uzatmama gerek yok herhalde..

Bir Alevi olarak, böylesi bir devlet ve hükümete, Faşist diyecektim az geldi,, ‘’YEZİT TÜRK İSLAM DEVLETİ’’’inden daha ılımlı ve uygun bir tanım bulamadım, umarım siz bulursunuz
..

(Feramuz Acar 15.09.2009)

 

TSK'dan Alevi açılımı !

((Bu nasıl  Alevi Kürt açılımı??  BIKTIK ARTIK. Askeri kışlaya çekip, anaların gözyaşını durdurmak yerine,  operasyonlar düzenleyip, durmadan Kürt, Türk kanı akıtan, ölülerimizi dahi elimizden alan, bıktık artık bu, Din-Ayetli  ‘’Yezit Türk İslam Devleti ve hükümetinin elinden.. Yorum : Feramuz Acar ))

Laikliği ile övünen, dinci gericiliğin düşmanı olduğu propagandası yapan TSK’nın ne kadar “Sünni” olduğu asker cenazesinde ortaya çıktı.

Siirt’te girdiği çatışmada hayatını kaybeden Alevi askerin cenaze töreni camide yapıldı. Ailenin, töreni Alibeyköy cem evinde yapmak istediği ancak komutanların bunu kabul etmediği öğrenildi. Böylece Alevi bir genç, sırf ordu öyle istedi diye Sünni geleneklerine göre gömülmüş oldu.

CEM EVİNDE DUA CAMİDE NAMAZ

Siirt’in Eruh ilçesinde TSK ile PKK arasında çıkan çatışmada Jandarma Başçavuş Murat Taş, Erler Emrah Temel, Hüseyin Gürlek, Orhan Kılıç, Burak Kopucuoğlu ve Yusuf Ulaş yaşamını yitirdi. Askerlerin cenazeleri, Siirt 3. Komando Tugay Komutanlığı’nda düzenlenen törenin ardından memleketlerine gönderildi.

Ailesinin yaşadığı İstanbul’da toprağa verilen Murat Taş’ın cenazesinde yaşananlar ise TSK hakkında gerçekleri bir kez daha gözler önüne serdi. “Dincilere karşı” mücadele etme iddiasındaki TSK yetkilileri, cem evinde askeri tören yapmak istemedi. Alibeyköy’de yaşayan Taş ailesi, oğullarının cenaze töreninin Alibeyköy cem evinde yapılmasına karar vermişti. Ancak Murat Taş’ın üstleri, töreni Ataköy’de yapma kararı aldı.

Cenaze dün sabah saatlerinde önce cem evine getirildi. “Devlet için ölen” başçavuşa, devlet kendi inançlarına uygun bir cenaze törenini çok görünce, Taş için cem evinde tek bir dua okunabildi. Duanın ardından cenaze Ataköy 5. kısım camiine götürüldü.

ACILI ANNE: BAŞKA ACILAR YAŞANMASIN

Cem evine gelmeyen devlet erkanı da camide hazır bulundu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP ve AKP milletvekilleri, İstanbul Valisi Muammer Güler, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler’in katıldığı törende acılı anne Neriman Taş, “Başka acılar yaşanmasın, bunlar son bulsun” diyerek göz yaşı döktü. Murat Taş’ın kardeşi Ferhat Taş’ın ise başsağlığında bulunan bazı kişilere, “Hanginizin oğlu doğuda askerlik yapıyor? Bir tane çocuğunuz var mı orada askerlik yapan? Ondan sonra ‘başınız sağ olsun’ diyorsunuz’” şeklinde bağırdığı duyurdu. Askerler bu sırada basının görüntü almasını engellerken, Taş’ın isyan ettiği kişilerin AKP milletvekili oldukları ileri sürüldü.

SÜNNİ SLOGANLAR

İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı’nın kıldırdığı cenaze namazının ardından askeri tören başladı. Askeri tören sırasında 5-6 kişilik bir grup tekbir getirip “intikam” sloganları attı, kitleyi provake etmek istedi. Ancak kimsenin sloganlara katılmadığı görüldü. Murat Taş’ın yakınlarının çoğunun askeri tören başladıktan sonra tören kortejini terk etmesi de dikkat çekti. Taş’ın cenazesi daha sonra Edirnekapı Mezarlığına götürülerek burada toprağa verildi.

 TSK'dan Alevi açılımı!

‘CEM EVİNİ TÖREN İÇİN HAZIRDI’

Gazetemize konuşan Alibeyköy Cem Evi Başkanı Hüseyin Güzelgül de Murat Taş’ın ailesi cenaze töreni için kendilerine başvurarak, törenin cem evinde yapılmasını istediklerini söylediklerini belirtti. Gerekli hazırlıklarını yaptıklarını belirten Güzelgül, “Cem evi de çok müsaitti tören için, alanı da genişti. Gelen komutanlar da memnun kalmışlardı. Ama buna rağmen tekrar buraya çekip getirdiler. Bu Ebu Süfyan zihniyetidir” dedi.

(İstanbul/EVRENSEL) - Elif Görgü - Meral Peker - 11.09.2009