Yok-sa,  HAYIR..

 

12 Eylülün elebaşı Evren’e  cennetlik diyen hocası F. Gülen gibi, Recep beyin de gözü pek yaşlıymış.  Bir yandan  çocukların kanına giriyor, analarını ağlatıyor, diğer yanda 12 eylülün çocuk yaşta astığı Erdal Erenler için  TV ekranlarında yalancı ağıtlar döküyor.  Anaları ağlatanlar, yalan ağlar..  Yüzyıllardır  Anadolu’da  Kızılbaş, Kürt,  Komünist ANALARI kan ağlıyor, kalanı yalan ağlıyor..

 

Türkiye’de  dökülen bu kadar KAN ve gözyaşından sonra  artık tüm siyasi partilerin ve bütün toplumun kayıtsız şartsız kabul etmesi gereken bir gerçek var, o da:  Alevi inancının,, Kürt dili/kimliğinin,emekçilerin evrensel temel, İNSANİ HAK ve özgürlüklerinin resmen tanınıp anayasal güvence altına alınmasıdır.  

 

AKP bunları yapmıyor, yapmaya yanaşmıyor,  nemalanıp, hayrını gördüğü 12 eylül anayasasını türbanlayıp devam ettirmek için, halktan  EVET oyu istiyor..  Bu halk bir defa aldatılıp, postallı 12 eylül 1980 anayasasına evet dedi,, anası ağladı.. Bu seferde takunyalı türbanlı AKP anayasasına evet deyip babasını mı ağlatsın.. Hayır.

 

Birileri darbe yapacakmış ta, yapmamış, yapabilirlermiş te, miş miş..  12 eylül 80 de darbe yapanlar Bodrum’da, sefa sürdü..   AKP’de 12 Eylülü zaman aşımına uğratmak için, zaman öldürdü.. 12 eylül darbecilerini  ‘Dara’ çekip yargılanması kaç defa istendi,  mecliste veya halktan karşı çıkan mı oldu.. Hayır..

 

AKP’nin anayasa paketi:

-          12 eylül anayasasını, vesayetini, anti demokratik uygulamaları  vs. ortandan kaldırıyor mu ?  YOK.. 

-          Emekçilerin grevli toplu sözleşmeli vs. diğer sendikal sosyal hakları tanıyor mu ?   YOK.

-          Siyasi partiler yasasını düzeltiyor mu, Seçim barajı kaldırıyor mu  YOK

-          Kürtlerin dil kimlik vs. haklarını veriyor mu,  soruna barışçıl demokratik çözüm getiriyor mu ?  YOK ..

-          Alevi inancını, Cemevlerini tanıyor mu,  zorunlu Din-ayeti, zorunlu din dersini kaldırıyor mu, Alevilerin  diğer eşit yurttaşlık taleplerini karşılıyor mu ? YOK..  

 

Peki AKP anayasa paketinde ne VAR.. 

-          Yargı bağımsızlığını ortadan kaldırıp,  yargıyı ele geçirmek var.. AKP anayasa paketinde,  bağımsız İNSAN HAK HUKUKU yerine  ‘’Allah Kuran Peygamber’’  AKP  ŞARİATI’nı getirme planı var..  Tam ramazan bayramına denk getiriyor ki, takunya darbesiyle, çifte bayram yapacak..  Pakette ki diğer maddeler ne, Ayşeciklere bayramı şekeri..  

 

İnanç özgürlüğü,, anadil/etnik kültürel kimlik ve emekçilerin hakları  bunlar  Türkiye’nin de altına imza attığı uluslararası evrensel insan hak ve özgürlükleri kapsamındadır.  Bu tür hak ve özgürlükler hiçbir zaman siyasi pazarlık, veya oylama konusu değildir..  Hele uluslararası antlaşmaların altına imza atılmışsa, hiç değildir.. Bu nedenle Türkiye’de hangi iktidar olursa olsun yapması gereken, gerekli yerel yasal düzenlemeleri hazırlayıp, muhatabı olanların  (Alevi, Kürt ve emek/sivil toplum kurumlarının) görüşleri alınıp, biran önce bu yasaları çıkarıp, uygulamaya koymaktır..  Bunlar ABD,  AB bilmem ne istediği için değil, evrensel insan hakkı olduğu için anayasayla güvence altına alınmalıdır.    

Bu hakların verilip verilmemesi tartışma konusu olamaz ve vatandaşların kanun önünde eşitlik ilkesi gereği,  bana var,  sana yok  uygulaması yapılamaz..  DEMOKRASİ ÇOĞUNLUĞUN DİKTATÖRLÜĞÜ,,  DEĞİLDİR,, AZINLIK HAKLARININ KORUNMASIDIR..  Bir parti %99,9 oy çoğunluğu ile iktidar olsa bile,,   azınlık hakları tanımak, korumak zorundadır..  Ve diğer vatandaşlarına  başka ne hak tanıyorsan, azınlıklara da aynı hakkı tanımak zorundasın.. Temel insan hakları, meclis veya halk oylama konusu değildir..  İNSAN HAKTIR,  temel insan haklarına, kimsenin hayır deme hakkı yoktur..  TC vatandaşlarına ve TBMM de bulunan illet-vekillerine duyurulur..

Bu haklar hiçbir şekilde, hiç kimseyle pazarlık yapılacak haklar değildir. Türkiye’de  Alevi, Kürt, Emek  kurumları da bu konularda pazarlık yamıyor, hiç bir partiye biat etmiyor, etmemelidir de..  Aziz nesinin deyimi ile,, bu haklara karşı çıkan, bir TC vatandaşı varsa,  aptaldır.. Eğer vatandaşların %80 karşı çıkıyorsa, %80’da halen insanlıktan nasibini almamış demektir..    

Kürt sorunun çözümü konusunda:  Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdüler Vakfı TESEV’in  hazırlamış olduğu son ‘’Kürt Sorunu'nun Çözümüne Doğru: Anayasal ve Yasal Önerileri ‘’ ( www.tesev.org.tr )  de bulabilirsiniz). Bu öneriler Kürtlerin anadilini konuşma öğrenme, kimlik kültürünü yaşayıp yaşatma, en temel insani, hak ve özgürlülerini içeriyor..   Türkiye’de Kürt dili, kültür ve kimliğini resmen tanımayı içeren bu 18 öneriye, hiç kimsesin ihtirazı olamaz.. Bunlar Türkiye’nin AİHM’ de suçlanıp ceza aldığı,  mutlaka yasal düzenleme yapması gereken insan haklarıdır. Bunlara ‘’OK’’ (sıfır ölüm) demek için daha neyi bekliyorsunuz VAMPİRLER, gözünüz daha kızıl kana,  gözyaşına doymadı mı ?

Sözde Kürt açılımı yapan AKP, bu önerileri kolaylıkla muhalefetinde oyları ile meclisten geçirip, akan kanı ve anaların kanlı gözyaşını dindirebilirdi. AKP bunları yapmadığı gibi, Kürt sorunu konusunda Anayasayı ilgilendiren maddelerin hiç birini, anayasa değişik paketine almayarak,,  şiddeti daha da artırarak, niyetinin Kürt sorununa demokratik barışçıl bir çözüm getirmek olmadığını açıkça ortaya koymuştur..  AKP’nin Kürt açılımı ile ilgili yaptığı tek şey, Kürtçe İslami ve milliyetçi propaganda yapan bir TV kanalıdır, gerisi KAN REVAN..   AKP iktidarın bugüne kadar yaptığı, kendinden öncekiler gibi,  Kürt varlığını inkar ve infazı devam ettirmek, Kürt ve Türk analarının kanlı gözyaşlarını devam ettirmek olmuştur..   Bu nedenle, Kürtler,  insani hiçbir haklarını anayasal güvence altına almayan bir anayasa  paketine, tabiî ki HAYIR deyip boykot edecekler..   

Artı-değeri yaratan insan, emektir.. Farklı din, dil,kimlik, kültürler bir ülkenin zenginliğidir. Bunları inkar edip, yok saymak,  YOK etmeye kalkmak, o devletin yiğitliği değil, YEZİTLİĞİDİR.  Selçuklu’dan buyana ve bugün Anadolu’da ANALARI  ağlatan, ‘’YEZİT-devlet’’ sömürücü sistemdir.  Anadolu halkı YEZİDİN, ne alama geldiğini , çok iyi biliyor ki, bugüne kadar evladına YEZİT adını koymamıştır.. Fakat bugüne kadar sözde halk adına iktidar olanlar, yezitliği hiç elden bırakmamıştır..   ‘12 eylül ‘’yezit’’ yasası ve onu  türbanlayıp sürdürmek isteyen AKP iktidarını, HALKIMIZ 12 eylülde HAYIR-lı oyları ile çöpe atmalıdır..  Emekçiler , Kürtler, Kızılbaşlar el ele verip, ezmeden ezilmeden dünyada cennet insanca mutlu yaşamak için, evrensel insan haklarına dayalı, HALK iktidarını kurup birlikte bu i-rezillikten kurtulmalıdır.

Türkiye’de inanç özgürlüğü ve Laiklik YOK…  Zorba, Asalak Devletlü Din-Ayet  Var.

İnanıp, inanmamak evrensel insan hak ve özgürlükleri arasındadır.  Bugüne kadar AKP ve İslami çevreler, Türkiye’de ki  LAİKLİĞİN inançlarını kısıtladığından yakınıp gözyaşı döktüler..  6 …oklu CHP ve sözde bazı aydın çevrelerde  ‘’sözde Atatürk’ün getirdiği Laiklik’’ elden gidiyor diye yakınıp, ağıtlar döktüler.. İkisi de saçma, büyük yalan, aldatmacadır.  Çünkü, Türkiye Cumhuriyetinde inanç özgürlüğü ve laiklik yoktur ve hiçbir zamanda olmamıştır.. Atatürk kişi olarak, dini, İslam’ı, Kuran-ı eleştiren ‘’ hatta tüm dinleri denizin dibine atmak gerek’’ diyen biri olabilir. Fakat uygulamada başta Atatürk laik olmamıştır, belirli bir inancı devletleştirip kollamış, kullanmıştır.

Atatürk kurtuluş savaşı sürecinde savaşı kazanmak, vatanı emperyalist işgalden kurtarmak vs. için, doğal ve doğru olarak tüm dini, milli, sosyal guruplara gitmiş, Kızılbaşlardan, Komünistlerden, Kürtlerden, herkesten destek istemiş ve almıştır.  Cumhuriyet kurulmadan, önce kürsülerden, topluma ‘’’ Sayın,, Lazistan, Kürtistan milletvekilleri,,, Müslüman kardeşler, Komünist yoldaşlar,’’ diye hitap etmiştir.. Fakat Atatürk,savaş kazanılıp Cumhuriyet kurulduktan hemen sonra,  tek tip insan TÜRK-İSLAM yaratmak için, ‘’Ne Mutlu Türküm’’ deyip, Kürt halkının varlığını yok saymaya kalkmıştır.  Atatürk tekke zaviyeler kanunu ile Alevi dergahlarını kapatıp, Alevi cemlerini/inancını yasaklamış ve bugünkü Din-ayet İşleri kurumunu kurmuş,, İslam’ı devlet-leş-tirmiştir, zorunlu vergiyle diyanet beslenmiştir.  Atatürk, Türkçe ezanla vs. 1930’larda bir ara İslam-ı devlet eliyle reform etmeye kalmışsa da, sonra bundan vazgeçilmiştir.   (Yiğidi öldür hakkını yeme , Atatürk’ün yaptığı çok olumlu reformlar vardır, fakat Atatürk milliyetçilik ve Diyanet kurumu konusunda  doğru bir yaklaşım sergilemiştir.)   Tayyip bey, laiklik, Dersim vs, konularda, üstü kapalı Atatürk’e gönderme yapacağına,  önce Atatürk’ün kurduğu Diyanet kurumunu ortadan kaldırsın,,  Kürk halkına kıyımı durdursun..   12 Eylül darbecilerine boş laflar atacağına,, darbecilerin getirip Anayasaya koyduğu Zorunlu din dersini kaldırsın.. 

Cumhuriyetin değişmez ilkeleri olarak ileri sürülen, bugünde dilendirilen laiklik,  laiklik değildir. Bunun adı  ZORBA ASALAK  DEVLELÜ  DİN-AYETTİR.  Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olmasıdır..  TC kurulduğu günden bu yana, devlet laik olmamış, devlet ve din işleri, DİN-Ayet kurumu aracılığı ile hep iç içe yürütülmüştür.  Bu nedenle başta CHP, hiç kimse meydana çıkıp ‘’Türkiye laiktir laik kalacak’’ naraları atıp kendini ve halkı aldatmasın..  Ve kimse başına çarşaf geçirip  ‘inancım gereği bu ‘’ laiklik baş örtüme’’ engel diye, TC’de olmayan ı-Layıklıktan yakınmasın.. Kuran’da ‘’baş ve örtü’’ kelimesi yan yana geçmez..  Göğsünü ve edep yerini ört diye geçer..  İşten, sağlıktan, doğal şartlardan dolayı veya süs olarak isteyen istediği gibi başını örtsün açsın kimse bir şey diyemez..  Fakat kişi kamu görevlisi ise, devletten zorunlu vergiden maaş alıyorsa ‘’’mesai saatinde, İnancımın gereği olmaz’’  Bunun dışında ‘’İnancının gereği’’ giyinebilirsin.. İnanç kişiye özeldir,, kamu hizmeti verilen yerde devlet sana inanç  hizmeti, veya inancının gereklerini yerine getirmen için imkan olanak sağlamak zorunda değildir..  Sağlarsa tüm  inançlara ve  inanmayanlara da aynı hak ve olanakları vermesi gerekir..

 

TC’de Din-Ayet  Sünni İslam kurumu, I-layık iktidarın koruması altında, 8 bakanlığın bütçesine eşit,  en büyük devlet bütçesiyle,,  ekmek él-den, su  gölden (zorunlu vergiden),  rızasız lokmayla beslendi.. Bu asalak Din-ayetlik,, yezitliğe artık son verilmelidir..  

 

Taliban Tayyip imam olmuş, bir mecliste vaaz veriyor.. 

- Cenabil hak tealla Hazretleri, , ne yerdedir, ne göktedir, yemez içmez, anası yok babası yok,  eşi yok, benzeri yok, devam edip gidiyor...  HAK-Erenler ayağa kalkmış.. Hoca efendi HAK HUKUK , ALLAH yok diyecekte, comattan korkuyor.

 

Türkiye’de Aleviler (Bektaşi/Kızılbaşlar),  kıyım ve katliamlara rağmen,  yüzlerce yıldır,  kendine özgü inançlarını,  insana dayalı tanrı anlayışı ve rızalığa dayalı Cem ibadetlerini, gizlilik içinde yaşayıp yaşatmak zorunda kaldı..

2 temmuz 1993 Madımak ‘’SİVASBELA’’ katliamından sonra Aleviler, ARTIK YETER deyip, bu giz perdesini kaldırıp, asimilasyonla başına bağlanmak istenen şeriatı-İslam çarşafını yırtıp atı..  Aleviler, Türkiye Cumhuriyetinin de altına imza attığı, evrensel insan hakları, inanç özgürlüğüne dayanarak,  Alevi inancının Türkiye’ kendine özgü bir inanç olarak resmen kabul edilmesini talep etmektedir.

Bir inancı inanç yapan kendine özgü tanrı anlayışı, kendine özgü ibadetleri ve inanç esaslarıdır. Aleviliğin  İslam’dan farklı kendine özgü  İNSANA dayalı bir tarı anlayışı, CEM  ve RIZALIKLA yürütülen kendine özgü bir ibadeti  öğretisi edep  erkanı vardır. Alevilik bugüne kadar da İslam’ın veya başka bir inancın kurallarına uymamıştır.    Bir inancın ne olup olmadığını tarif etmek, o inancın mensupları, kurumları dışında, devlet değil ’’Allahın’’ bile had-dine değildir.. Alevi kurumlarımız, hiçbir şekilde pazarlık konusu olmayan, bu temel insan haklarına dayalı taleplerimiz ve somut çözüm önerilerini  defalarca yetkili makamlara, bakanlara vermiştir..  Devletin hükümetin görevi, şiddet ve insan sağlığına zarar verecek bir unsur yoksa,  o inanç kendini nasıl tarif etmişse, öylece resmen tanıyıp, yasal haklarını vermektir. 

 

YOKSA,  Yok-olasıca 12 Eylül Türk-İslam-Amerikan dikta Anayasasını  kökten kaldırmayıp, başını türbanlayıp,   yalan gözyaşları ile, yutturmak isteyen Taliban Tayyip in  ve onun ‘ŞERİAT YASASINA’’  Aleviler niye evet diyelim, tabi ki HAYIR  diyecek..

 

Feramuz Acar  10/08/2010